Skip to content
Sonra neler yaptık?

İtalya’da ilk günler şok içinde geçti. Tanıdığım bütün insanlar teker teker toplanıp hapse atılıyor. Müthiş bir kara propaganda. Ortada elle tutulur bir delil olmadan, önceden hazırlandığı belli listelerle insanlar tutuklanıyor. İlk yapmamız gereken ailenin emniyeti ve idamesi. Hanımın anne babası bizi bağrına bastı. Hanımın yıllar önce babasının yardımı ile aldığı bir evi var, oraya yerleştik. Türkiye’de lojmanı boşalttırıp, eşyaları buraya getirttik. Türkiye’de bir arsamız ve bir apartman dairemiz vardı, bir de 10 yıllık özel hayat sigortalarımız. Araba dahil hepsini sattık, paralarını İtalya’ya transfer ettik.  Tabii bu bir cümlelik şeylerin her biri, bin türlü zorluklarla halloldu. Abim ve çok fedakar bazı akrabalarımın yardımı olmasaydı hiç birini halledemezdik. Çocukları okula yazdırdık, biri ilkokul bire, diğeri de üçe başladı, sıfır italyanca ile. Öğretmenleri ve arkadaşlarının yardımı müthiş oldu. Öğretmenler bizim çocuklara sahip çıktı. En kısa zamanda adapte oldular. Durumumuzu bilen bazı İtalyan arkadaşlardan maddi yardım teklif edenler bile oldu. İnsanlık apayrı bir şey. Sizi 30 senedir tanıyan komutanınız sizi bir anda satarken, sizi ilk defa gören, ayrı milletten, ayrı dinden, ayrı kültürden biri size maddi yardım teklif ediyor.

Sonra hanım ingilizce öğretmenliğine başladı. Ben de ev işleri, çocukların okul ve diğer faaliyetlerine götürüp getirme, küçük oldukları için evde onları yalnız bırakmama gibi işlere bakıyorum. Bu bana müthiş ağır geliyor, italyanca konuşamıyorum, tanıdığım bir kaç kiş var. İş yok, dil olmadan ne yapacağım? Çalışmam, bir şeyler yapmam lazım. Toparlayabildiğimiz para hızla eriyor. 

Önce Python öğrenmeye başladım. Python, bir bilgisayar programlama dili, şu anda en popüler dillerden biri. Epey de öğrendim. Ama sonra farkına vardık ki, şirketler bizim yaşımızdaki birini uzun dönem yatırım gerektiren işler için almıyorlar. Sonra web sayfası yapmayı öğrendim. Hep bilgisayar dünyasına yönelik çalışıyorum, çünkü bilgisayar mühendisliğinden yüksek lisansım var. Ama yaş engeline takılıyoruz. 30 yaş bile şirketler için çok. Genç birisini alıp istediği gibi yetiştiriyor. Sonra uzun yıllar kullanıyor. 50 yaşını geçmiş benim gibi adamı ne yapacak? Olsa 20-30 yıllık iş tecrüben, o zaman başka, daha sorumlu bir makamda iş bulursun, kimse de 50 yaşına bakmaz. Ama saha tecrübemiz yok. Biz denizden, askerlikten anlarız. O da bu piyasada para etmiyor. Durum belli oldu. Kendi işimizi kuracağız.

Amerika’da doğum, doğum günü, mezuniyet gibi özel günlerde büyük boy tahta işaretler kiralayıp bahçeye dikiyorlar. Leylek, doğum günü pastası gibi. Çok popüler, burada bu işi yapan yok. Düşündük, olur gibi geldi. Ben imalata başladım. Leylekler, flamingolar, pastalar imal ettim tahtadan. Koca koca ayaklar yaptım, güzelce boyadım. Sonra internet sayfası yaptım bu iş için. Adını da Cartelloni Festivi koyduk. Bütün bunları imal etmek, internet sayfasının yapımı falan 8-9 ay zamanımı aldı. Broşurler bastırdım. Sokak sokak dolaşıp posta kutularına attım. Sonra covid başladı. Bütün eğlence partileri, toplantılar, bir araya gelmeler yasaklandı. Zaten buranın insanı bu tür şeyleri bilmiyor, biz ilk kez böyle bir iş yapmış olacaktık.

Bir şey çıkmadı. 

Bu işten bir şey çıkmayacağını anlayınca doğal taşlardan bilezik ve kolye imal edip online satma işi yapmaya karar verdim. Cartelloni Festivi için harcadığım zamana acımıyorum. Hem bana hoş zaman geçirtti, hem de ahşap işleri, el aletleri kullanma, boya işlerinde bir sürü şey öğrendim. Biraz paramız israf oldu, ama olsun. Kolye bilezik için Çin’den bir sürü küçük doğal taş aldım. Küçük küçük bilezikler imal etmeye başladım. Bir yandan da internet sitesi yapmaya çalışıyorum. İsmi gemmini.com olacak. Domain ismini satın aldım. Youtube’dan videolar seyredip yeni teknikler ve dizaynlar öğreniyorum. Ama kargo ücreti ve maliyetleri hesaba katınca çok az bir şey kalacak. Kargo ücreti en büyük yekünü oluşturuyor. Amazon veya ebay’den satsanız bu sefer onlara da komisyon vermeniz lazım. Üstelik bunun için vergi numarası almanız lazım. Vergi numarası (burada partita IVA deniyor) aldığınızda hiç bir şey satmasanız bile yılda 2000 euro devlete vergi vermeniz gerekiyor.

Ben de işportacı tezgahı yapmaya karar verdim.  

Yaptığım kolye bilezikleri işportacı tezgahımla okul önlerinde, şurada burada satacağım. Aynı zamanda internet üzerinden doğal taş ve doğal taş ile yapılmış ürünler satacağım. Hangisi tutarsa. İşportacı tezgahımı yaptım. Elimde yaptığım 20-30 tane kadar bilezik var. Tezgahımın tam mavi kadifesini yapıştırıp faaliyete başlayacağım günlerde inanılmaz bir şey oldu.

Translate »