Skip to content

Sarıağıl köyü (31 Temmuz 2004)

Motorlu gezilerin tadı bir başka idi. Artık yaz bitene kadar her hafta sonu kısa uzun bir gezi yapmak ödev gibi olmuştu. Bu gezilere artık Nalan ve Levent de katılıyordu. Nalan’ın motora düşkünlüğü ve sevgisi bizim beklemediğimiz derecede fazlaydı.

28 Temmuz’da yeni bir heyecan ve renk girdi hayatımıza. Birkaç aydır araştırmalarımız neticesinde Amerika’dan bir GPS sipariş vermiş ve yeni GPS’lerimizi almıştık. GPS’lerimiz, Magellan’ın Meridian serisi, Platinum modeli. İçerisinde SD hafıza kartı bulunan muhteşem bir alet bizim için. Yaptığımız bütün yolları, yükseklik-­‐sürat bilgilerini de içerecek şekilde kaydediyor. Daha sonra bunları harita üzerinde oynatıp aynı hatıraları tekrar yaşayabiliyorsunuz. Bunun için MapSend WorldWide Map programını da almanız gerekiyor. Bu harita tüm dünyanın topoğrafik bir haritasını size sunuyor.

Yine bir cumartesi sabahı Serkan’la Nalan İstanbul’dan motosikletle abilerinin yanına geldiler. Bahçede güzel bir kahvaltıdan sonra değişik bir yoldan İznik’e gitmek üzere, saat dörtten sonra yola çıktık. GPS’lerimiz motorlarımızın üzerine özel bir aparat ile monte edilmiş durumda.

Bizim için artık bilinen bir yol olan Altınova-­‐Valideköprü üzerinden gidiyoruz. 17:15’de Valideköprü’yü geçiyoruz. Kızderbent’e gelmeden önce sola Çamdibi yoluna sapıyoruz. Çamdibi yolu gerçekten de çamlık bir tepenin hemen dibinde yer alan bir köye çıkıyor. Çamdibi, şirin ufak bir köy. 357 metre yükseklikte yer alıyor. Çamdibi yolundan doğuya doğru devam ediyoruz. 15 dakika sonra 495 metre yükseklikte Fulacık’a varıyoruz. Burada da GPS’lerle mevki alıp güneye doğru giden yolda devam ediyoruz. 20 dakika sonra 356 metre yükseklikteki Yörükler köyündeyiz. Burada Sarıağıl’a giden yolu soruyoruz köylülere. Bize Sarıağıl’a giden yolun çok kötü olduğunu söylüyorlar. Bazısı motosikletle gidilebileceğini söylüyor, ama çoğunluk bu yolu tercih etmememizi, bunun yerine başka bir yoldan direk İznik yoluna çıkmamızı tavsiye ediyorlar.

Tavsiyeleri alıp birbirimize kısa bir bakış attıktan sonra, hiç konuşmadan bu zor yolu tercih ettik. Bir süre gittikten sonra karşımıza bir dere çıktı. Yol direk olarak derenin içinden geçiyor ve hafif dik bir yerden tekrar normal bir yol haline dönüyordu. Önde Serkan direk suyun içine doğru motorunu sürdü. Dereyi bir güzel geçtikten sonra sudan çıktı, ama tam çamur halindeki tümsekten çıkarken yana doğru devriliverdi. Tekerlek kaymış ve motorla birlikte yere yuvarlanmıştı.

Önemsiz bu küçük ayrıntıdan sonra geçme sırası bize geldi. Biz de hızla suya daldık. Sudan çıkmamızla birlikte hızla tümseğe doğru gaz verdim. Tekerlek kaymaya meyletti ama son bir hamleyle yola kavuştuk.

Bir süre patikadan devam ettikten sonra dik ve dar bir yokuşa geldik. Arkamda Nalan önden gidiyorum. Tozu toprağı havaya kaldırarak yukarıya çıkıyoruz. Bir anda arka tekerlek kaydı ve yan tarafa çalılığa doğru gitmeye başladık. Ben durdum ve ayaklarımı yere koydum. Ancak ayağım çukura geldi ve motoru tutamayıp Nalan’la birlikte yere yuvarlandık. Serkan arkadan bizi görünce motorunu yere atıp koşarak yanımıza geldi. Burada önemli olan ayaklarımızın eksozdan dolayı yanmaması idi. Yanımıza büyük bir heyecan ile gelmiş olmasına rağmen, bizim kahkaha atarak ayağa kalkmaya çalıştığımızı görünce o da koptu. Kalktık, ama motor o kadar ağır ki, üçümüz büyük bir zorlukla motoru yerden kaldırabildik. Tam çalıların üzerine düştüğümüz için üzerimizden dikenleri çıkarmaya başladık. Nalan, “Nejat abi, bu kadar düşecek yer varken nasıl dikenlerin üzerine düşmeyi başardın?” diyerek elindeki dikenleri temizlemekle meşgul.

Tozu toprağı biraz silkeledikten sonra tekrar motora bindik, ama 5-­‐10 metre ileride aynı şekilde tekrar yere düştük. Bu sefer daha da büyük bir gülme krizi içinde motoru kaldırıp, tekrar yola koyulduk. Köylü dayıların dedikleri doğruymuş meğer, bu yol gerçekten de pek uygun değilmiş.

Kısa bir süre sonra Sarıağıl köyüne vardık. Köyün içinden çocukların şaşkın bakışları arasında geçtik. Sarıağıl köyü 560 metre yükseklikte, ortaokul arkadaşım Osman’ın köyü. Buraya çok önceleri ufak motosikletimizle gelirdik. Motor yokuşları çıkamadığı için pedallarla takviye yapardık.

Köyden geçtikten sonra ufak bir tepecikte mola verdik. Çay içip çekirdek yedik. Bu molada ufak bir atış talimi de yaptık. Sonra önde ben, arkada Serkan yola koyulduk. Bir süre aşağı indikten sonra Serkan’ın gelmediğini görünce durup onu bekledik. Uzun meraklı bir bekleyişten sonra Serkan göründü. Ancak motorunun hali çok komikti. Motorun ön tarafına, özellikle farın etrafına yabani otlar dolmuş, adeta lambanın çevresinden otlar fışkırıyordu. Meğer Serkan hızla viraja girince virajın keskinliğini fark edememiş ve tarlaya girmiş, düşmüş. Hatta bir kere yetmemiş, bir daha düşmüş. Motor, bu düşüşlerle ufak tefek hasar da almış tabii.

Bu geziyi de İznik’te noktaladık. Akşam evde düşüşlerimizi anlatarak epey güldük.

Ev:

40 42.003K, 029 31.556D, 9 m, 16:06

Altınova:

40 41.790K, 029 30.614D, 23 m, 16:50

Cennet vadisi:

40 39.443K, 029 29.968D, 86 m, 17:01

Bağdat restorant:

40 38.388K, 029 30.275D, 60 m, 17:07

Valideköprü:

40 36.241K, 029 31.524D, 91 m

Çamdibi köyü sapağı:

40 35.092K, 029 31.753D, 110 m, 17:22

Çamdibi:

40 33.717K, 029 33.807D, 355 m, 17:35

Fulacık:

40 33.826K, 029 35.919D, 494 m, 17:50

Yörükler:

40 32.032K, 029 37.376D, 354 m, 18:08

Düştüğümüz yer:

40 33.177K, 029 39.063D, 544 m, 18:24

Sarıağıl:

40 33.431K, 029 39.906D, 562 m, 18:43

Atış yaptığımız yer:

40 32.833K, 029 39.585D, 503 m, 18:46

Akköy:

40 30.398K, 029 39.738D, 171 m, 19:27

Çakırca:

40 28.206K, 029 39.701D, 65 m, 19:32

İznik ev:

40 25.697K, 029 42.968D, 75 m, 19:43

Sarıağıl

Translate »