Skip to content

Elmalık - Sugören geçişi (22 Ocak 2005)

Abimin oğlu Alican ve kardeşim Levent de bu sefer bizimle birlikte. Levent’in arabasının olması da ikinci yenilik. İki araba ile farklı bir plan yapılabilir. Akşam küçük bir harita çalışması yaptık ve Yalova’nın Elmalık ile Sugören köylerinin başlangıç ve bitiş noktaları olarak belirlenmesine karar verdik.

Daha önce Elmalık köyünden iki kez çıkış yapmış, birinde kar nedeniyle geri dönmüş, birinde de yukarıya çıktıktan sonra tekrar yürüyerek Kirazlı üzerinden Elmalık köyüne geri dönmüştük.

Elmalık, Karamürsel üzerinden Yalova’ya giderken, Yalova’ya 1.3 kilometre kala sola sapan yoldan 6 kilometre içeride kalıyor. Sugören köyü de Yalova’dan Orhangazi’ye giderken Süpürgelik geçidi denen mevkiden sola giren yol üzerinde 2 kilometre içeride. Elmalık ile Sugören köyü arası kuş uçumu 5.7 kilometre. Biz tepeleri aşarak kuş uçumu gitmeyi planlıyoruz.

Sabah, annemin kurban etiyle hazırladığı kavurmanın benim soğan-­‐biber-­domates-­‐salça-­‐yumurta karışımı uyduruk katkılarımla bollaştırılmış şekli ile sıkı bir kahvaltı yaptıktan sonra dağ aksesuarlarımızı kuşandık. Birer avcı bıçağı, omuz askısında çıkabilecek hayvanlara karşı bir tabanca, kalın giyecekler, su geçirmeyen montlar ile birer peşmerge kılığında yola çıktık.

Önce iki araba ile Sugören köyüne gidip Levent’in arabayı köy camisinin önüne park ettik. Burasının GPS ile mevkisini alıp Elmalık köyüne döndük.

Elmalık köyünde benim arabayı bırakıp yağmur altında dere boyunca yürümeye başladık. Böylece saat 10:16’da Levent ile Alican için ilk olması nedeniyle oldukça ilgi çekici olan gezimiz başlamış oldu.

Yürümeye başladığımız mevkiinin yüksekliği 91 metre. Önce toprak ve patika bile olsa yolda yürümenin rahatlığını yaşadık. Yol 3 kilometre sonra bitti. Derenin sol kıyısını takip ederek yürümeye devam ediyoruz. Yol durumu gittikçe zorlaşmaya başladı. Önce çalı ağaç ot karışımı gittikçe daralan bir yolda devam ettik. İki sefer dere karşısına geçmek zorunda kaldık. Yol durumuna göre derenin hangi kıyısından yürüyeceğimize karar veriyorduk. İlk molamızı 11:10’da 216 metre yükseklikte dere kenarında verdik. Yağmur altında ıslak sonbahar gazelleri üzerinde meyve suyu içip bisküvi yedik. Burada birkaç poz fotoğraf aldık.

İki kolun birleştiği bir noktada yüksekten akan çok enfes bir şelale gördük. Çok ince olmasına rağmen oldukça yüksekten akıyor ve çok güzel manzara oluşturuyordu. Burada güneye giden kolu takip ettik. 12:10’da 400 metre yükseklikte sık bir çalılığın oluşturduğu nispeten az yağmur alan bir yer buldum. Burada ikinci molamızı verdik. Dikenleri avcı bıçaklarımızla epey temizlesek de burada bir hayli diken hasarı aldık. Neşeli bir şekilde neskafe ve çaylarımızı içerek ayakta bile zor durulabilen bu küçük barınağın keyfini çıkardık.

Moladan sonra rotanın zorluk derecesi bir hayli arttı. Artık tırmanmak çok zorlaşmış, ekipten ufak kopmalar başlamış, yorgunluk kendisini iyice hissettirmişti. Ekibimizin yeni elemanlarının performanslarının beklediğimizden daha iyi olması işleri kolaylaştırdı. Burada artık tuttuğunuz her dal koparak elinizde kalıyordu. Birçok yeri sürünerek çıkmak zorunda kaldık. Aşağıda gördüğümüz şelaleye benzer birkaç şelale daha gördük. Sağdan soldan gelen küçük derecikleri geçmek için dik yerlerden aşağı dereye inmek ve dereyi geçtikten sonra tekrar tırmanmak gerekiyordu. Bu da ekstra bir gayret harcamayı gerektiriyor, zaten yorgun olan ekibi daha da yavaşlatıyordu.

Nihayet 13:50’de 520 metre yükseklikte tepelerin arasından köye giden yola çıktık. Çıktığımız yerde buz gibi bir su akıyordu. Burada kısa bir mola verip su içtik. Çok üşüyen yeğenime montumu vererek onu takviye ettikten sonra yolu takip etmeye başladık.

Yol kıvrılarak köye doğru yaklaşıyordu. Yol üzerinde en fazla 608 metreyi gördük. Sonra yol aşağıya doğru inmeye başladı. Yolda uygun gördüğümüz bir yerde üçer mermilik bir atış da yaptıktan sonra köye devam ettik. Bir süre sonra çok yüksekten İznik gölünün enfes manzarası görülmeye başladı. Köye neden Sugören isminin verildiği de burada anlaşılmış oldu. Gerçekten gölün görünüşü etkileyici idi.

Köye giden yol bu noktadan itibaren enfes bir şekil almıştı. Yol kenarına dikilen ağaçlar yazın bu mevkiin ne kadar güzel olacağını haber veriyordu. Yoldan ayrılarak köye giden patikaya saptık.

Köye vardığımızda saat 14:37 olmuş ve biz kuş uçumu gidemediğimiz için 7.4 kilometre yol kat etmiştik. Levent’in arabası koyduğumuz yerde bizi bekliyordu. Kısa sürede ısınan arabanın içinde kendimize gelmeye çalışarak eve döndük.

15:50’de eve varmış ve yolda aldığımız köftelerimizi ve salatamızı hazırlamaya başlamıştık. Yeni elemanların da bu maceradan memnun kalmaları ve bir daha ki sefere yine katılmayı arzu etmeleri de Serkan’la ikimizi memnun etti. Bu zehiri iki kişiye daha bulaştırmıştık artık.

Elmalık köyü:

40 36.588K – 029 18.595D, 88 m, 10:08

İlk mola yeri:

40 35.124K – 029 19.768D, 212 m, 11:08

Dikenlerin arasında ikinci mola:

40 34.675K – 029 20.102D, 397 m, 12:09

Çeşme:

40 34.299K – 029 20.272D, 529 m, 13:39

Zirve:

40 34.171K – 029 19.896D, 608 m, 14:08

İznik gölünün görüldüğü yer:

40 33.859K – 029 19.686D, 500 m, 14:26

Sugören köyü:

40 33.623K – 029 19.759D, 406 m, 14:37

Süpürgelik geçidi:

40 33.934K – 029 17.925D, 305 m.

Translate »