İstanbul Kaçamakları-9
2012 - 2016
Pertevniyal Valide Sultan Camii - Aksaray
25 Kasım 2015
Aksaray meydanında inci gibi parlayan Pertevniyal Valide Sultan Camii, Abdülaziz’in annesi tarafından 1869-1871 arasında yaptırılmış. Mimarı ise İstanbul’da Çırağan Sarayı, Beylerbeyi Sarayı gibi bir çok harika esere de imzasını atan Sarkis Balyan. Balyan ailesi, Ermeni kökenli bir Osmanlı ailesi, 150 yıla yakın bir süre hassa mimarı olarak, yani saray için çalışan resmi görevliler olarak bir çok eser yapmışlar. Sarkis Balyan.
Laleli Camii
9 Aralık 2015
Pertevniyal camiinden Beyazıt’a doğru 300 metre sonra, Laleli’de III.Mustafa tarafından yaptırılan enfes bir cami daha var. Cami, 1760-63 yılları arasında inşa edilmiş, ancak geçirdiği bir iki yangınla tahrip olup yenilenmiş, en büyük zararı da 1950’lerdeki yol yapım çalışmaları sırasında görmüş. Külliye olarak inşa edilen binalar kırpılmış, yerleri değiştirilmiş, hamam tamamen yok edilmiş.
Balat Sur Dibi
13 Nisan 2016
İstanbul surları sadece tarihin doğal tahribatı ile yok olmuyor, surların ve benzer tarihi objelerin en büyük düşmanı biz değer bilmez insanlarız. Surları yıkıp kendimize yer açmışız, taşlarını çalıp kendi yerimizde kullanmışız, kule içleri doğal tuvalet yeri olmuş, çöpümüzü atacak doğal halka açık yerler haline gelmiş. Belediye bazı yerleri düzenlese de idame etmek orada yaşayan insanımıza kalıyor.
Balat turlarımdan birinde böyle nadide bir park keşfettim. Mahkeme Altı Parkı ismi ile güzel bir park, Nisan çiçeklerinin gülücükler attığı enfes bir mekan, öğle yemeğimi yiyip çimenlerin üzerinde sigaramı içtim. Haliç, hâlâ güzelsin!
Mihrabad Korusu - Kanlıca
15 Mayıs 2016
Kanlıca sırtlarında İstanbul’un en güzel korularından biri var. Aslında boğazın Anadolu tarafında bir çok koruluk alan var, bazıları özel, bazıları park statüsünde. Bu bölgeyi çok fazla keşfedemedim, karşıya geçmek biraz daha vakit alıyor. Ama bugün Pazar, motorla köprüden geçip buraya gelmek pek vakit almıyor. 2-3 saat, nefis bir İstanbul kaçamağı için yeterli. Mihrabad korusunda boğazın enfes görüntülerini alabilirsiniz. Fatih köprüsü resmin güzelliğini bozuyor biraz. Hani bir özelliği olsa, San Francisco’nun Golden Gate’i gibi, dünyaca tanınan bir sembol olması işten bile değildi. Ama bu hali ile, ne rengi ne de mimarisi bir şey uyandırmıyor kafanızda.
Maçka Parkı
9 Temmuz 2016
Yoğun bir dönem geçirdim. 2 gün sonra İtalya’ya gidiyoruz. Mutat yıllık aile ziyareti. Hanımın anne babası İtalya’da olduğu için her yıl Mayıs-Ağustos arası uygun bir zamanda iki hafta İtalya’ya gidiyoruz. Bizim askerlik mesleğinde senelik izinler yukarıdan başlayarak planlanır. Önce komutana sorulur ne zaman iznini kullanmak istediği. Ondan sonra gemide II.Komutana, karargahda kurmay başkanına sorulur. Komutan ile ikinci adam aynı anda izne çıkamaz. Sonra ikinci adam izne çıktığında ona vekalet edecek olan üçüncü adama sorulur. Ben şu anda Kuzey Deniz karargahında üçüncü kıdemli olduğum için kurmay başkanı izne çıkınca benim karargahda bulunmam ve ona vekalet etmem gerekiyor. Bu sene komutan iki kez izin tarihlerini değiştirdi. Haliyle ona bağlı olarak kurmay başkanı da değiştirdi. İyi ki bilet almamışım, yoksa tarih değişikliği için başımız ağrıyacaktı. Neredeyse iki hafta oluyor, kurmay başkanına vekalet ediyorum. Kendi işime ilave olarak karargahın bütün evrakı imzası yordu beni. Maçka parkı İstanbul için burnumuzun dibi sayılır. Bir solukluk kaçamak!
Maçka parkı, Dolmabahçe stadyumundan yukarı çıkan Kadırgalar caddesinin sağında yer alıyor. Harbiye’ye doğru çıkan 200 metre genişliğinde bir kilometre civarında ince uzun bir park. Bir nefes alma mekanı. Bir zamanlar evsizleri barındıran, şimdi sevgililerin birbirinden kâm aldıkları kaçamak yerleri.
