Subiaco, Roma’nın kuş uçumu 40 km doğusunda, Aniene nehrinin kıyısında, tarihi önemli yerlere sahip, çok turist çeken bir şehir. Subiaco’da, şehir merkezinden yaklaşık 3 km doğuda Monastero di Santa Scolastica var. 

500’lü yılların başında Subiaco’da Benedict of Nursia diye birisi çıkıyor. Bu şahıs mağaraya kapanıyor ve elini eteğini dünyadan çekiyor. Kısa bir süre sonra etrafında bir cemaat oluşuyor. Bunlar bu civarda birbirinden bağımsız manastırlar kurmaya başlıyorlar. Bunlardan biri de Santa Scolastica manastırı. Scolastica, Benedict of Nursia’nın ikiz kız kardeşi ve Benedictine rahibeliğinin kurucusu. Benedictine, Katolik mezhebinin içinde bir oluşum. Benedict of Nursia, bütün Avrupa’nın Azizi kabul ediliyor. Bu yüzden Subiaco dini bakımdan bir cazibe merkezi.

İnsanın aklına şöyle bir düşünce de geliyor. 500’lü yıllar dini açıdan bizim fetret devri dediğimiz bir dönem. Yani Hıristiyanlık bozulmuş, içine sapık ideolojiler enjekte edilmiş, teslis inancı almış başını gitmiş. Ancak hak bir din olarak İslamiyet henüz insanlığa bildirilmemiş. Bu dönemde, içinde tek bir Allah inancı olanların kurtulacağı müjdeleniyor. Bendict of Nursia, mağaraya kapanmış, neden? Belli ki kendini toplumdan, içinde yaşadığı sosyal hayattan tecrit etmek istemiş. Mağarada ne düşündü, nasıl ibadet etti, Allah’dan neler diledi, Allah ancak ve ancak bir tek olabilir kanaatine vardı mı? Biz bilmiyoruz. Onun için bu dönemin insanları hakkında konuşurken dikkatli olmak lazım. Ne malum, belki de Benedict of Nursia Allah’ın sevgili bir kulu idi. Belki mağarada bir takım ilhamlara maruz kaldı. Belki gönülden iman etti. Bilmiyoruz. Samimiyet her şeyin kilit taşı. Bu adam da samimi olarak gönlünü Allah’a tevcih ettiyse, belki de Allah onu cennetine buyur etmiştir. Biz kendimizden emin miyiz? Biz kendimize bakalım.