Skip to content

Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayına girdiğinizde başka bir boyuta geçiyorsunuz. Topkapı çok mütevazi bir mekan. Duvar süslemelerine çini hakim. Enfes hatlarla yazılmış ayetler, hadisler her an insana kim olduğunu ve dünyadaki amacının ne olduğunu hatırlacak şekilde her yere nakşolunmuş. Böyle bir ortamda zevk ü sefaya dalıp sefih bir hayat yaşamak neredeyse mümkün değil. Hayali harem romancılarının kendi fantezi dünyalarını yansıttıkları romanlarla buraları değerlendirirseniz baştan kerterizi yanlış almışsınız demektir. Yol aldıkça hatanız artar. Bu mütevazi mekanda yaşayanlar, Türkiye’nin 20 katı büyüklüğünde bir coğrafyayı, telefonsuz, telgrafsız, internetsiz, uçaksız, trensiz, arabasız idare etmiş, hem de nasıl? Her yere medeniyet götürmüş, külliyeleri, vakıfları, yolları, köprüleri, kervansarayları ve bütün kültür birikimi ile gitmiş gittiği yerlere.

Topkapı sarayının dış kapısından girince hemen sol tarafta Aya İrini kilisesi (Hagia Irene) var. Azize İrini ya da kutsal barış anlamlarına geliyormuş. Ayasofya ile yaşıt bu kilise. En önemli özelliği, fetihten sonra Topkapı sarayının surları içinde kaldığından camiye çevrilmemiş. Cephane ve silah deposu olarak kullanılmış ve çok iyi bir şekilde korunmuş.

Sonra dış avlu, iç avlu derken Topkapı sarayına varıyorsunuz. Sözü resimlere ve detayları da kitaplara bırakalım ve büyülü dünyaya dalalım.

20 Ağustos 2006

8 Haziran 2014

Translate »