Skip to content

Ereğli Çeştepe (30 Mart 2004)

Bir gün önce Ereğli’nin tepelerinde çok hoş bir yürüyüş yapmıştık. Bugün de amacımız uzun bir yürüyüş değil, güzel birkaç manzara görüp biraz hoş vakit geçirmek. Bu maksatla öğleden sonra yine yukarıya doğru yürümeye başladık. Askeri bölgenin içinden geçilerek girilen köye doğru yürüdük.

Yemyeşil ve denize bakan tepede oturarak meyve suyu içtik ve soğuk esen rüzgârda rüzgârlıklarımızı üzerimize sıkı sıkı çekerek çekirdek yedik.

Bu tenezzüh molasından sonra Çeştepe’ye çıktık. Köyün içinde eski deniz fenerine çıkmak için tel örgülerin içine girdik. Çıkmak yasaktır yazısının yanından geçerek kıvrılarak yukarıya çıkan patikaya girdik. Çok güzel çam ağaçları arasından eski fenere vardık. Fenerin daracık merdivenlerinden tepesine çıktık. Civardaki en yüksek mevki burası idi.

Şiddetli rüzgâra yüzümüzü dönerek deniz kokusunu sindire sindire içimize çektik. Burada yeterince fotoğraf aldıktan sonra istemeyerek aşağıya indik. Burasının büyüleyici bir güzelliği vardı. Kulenin altında ağaçların altına oturup buranın da gizemli güzelliğinin tadını çıkardık.

Gece film seyretmeyi düşünmüştük, ama sinemada resim sergisi olduğundan deniz kenarındaki bir kafede tavla oynamak zorunda kaldık. Serkan gece otobüsle İstanbul’a döndü.

Translate »