Skip to content

İstanbul Kaçamakları-6

2012 - 2016

Beyoğlu - Hüseyin Ağa Camii
11 Kasım 2014

Beyoğlu’nda İstiklal caddesi üzerinde tek cami. Garip hali içime dokundu, girdim baktım. 1596’da yapılmış, tabi bu güne ne kadarı orijinal olarak kalmış bilinmez. Ancak harika bir şadırvanı var. İçeride bir duvar kenarında mahzun bakışlı bir çinili bir kısım var. Mavi ağırlıklı Bursa desenlerini andırıyor.

41.03505, 28.98064

Eminönü - Ahi Çelebi Camii ve Kantarcılar Camii
17 Kasım 2014

Eminönü’nde Galata köprüsü ile Haliç köprüsü arasında büyük bir meydan var. Bu meydanın tam ortasında tek başına bir cami duruyor. Ahi Çelebi camii. Merak edip baktım. Kitabesinde Evliya Çelebi’nin Peygamberimizi (sav) rüyasında görüp şefaat yerine yanlışlıkla seyahat dilediği yer olarak rivayet edilmiş. Ne kadar doğrudur bilinmez, ama bu bilinmezlik yanlış olduğuna da delalet etmez. Tek başına hoş bir cami.

41.01907, 28.96835

Ahi Çelebi camiinin biraz ilerisinde Ticaret Üniversitesinin karşısındaki bir arka sokakta küçük bir minare dikkatimi çekti. Daha doğrusu minarenin zarif külahına gözlerim takıldı. Minarenin külahı yani en üstteki alemin bir altındaki külah şeklindeki kısım çok estetik, ince belli bir çay bardağını andırıyor. Kantarcılar cami bu cami. Merak ettim yaklaştım, merdivenlerden çıktım içeri girdim. İçeride dikkatimi çeken bir şey görmedim. Sonra dışarıda camiye hemen bitişik küçük çay bahçesinde kendime bir çay ısmarlayıp sakin sakin sigaramı tüttürdüm.

41.01861, 28.96587

Bâbıâli - Hacı Beşir Ağa Camii
18 Kasım 2014

Motorla hemen 10 dakikada Kasımpaşa’dan Eminönü’ne gelmek ve bir saat sokaklarda dolaşmak, bir yerde bir çay içip bir sandviç yemek çok büyük bir zevk. Dün de gelmiştim ve Kantarcılar camiin yanındaki çay bahçesinde oturmuştum. Bu gün Eminönü’nden Gülhane parkına giderken, parkın girişinden hemen önce Bâbıâli’nin önünden düz devam edince sağda Hacı Beşir Ağa camiine gittim. Aslında gittim denmez, civarda yürürken rastladım demek daha doğru olur. 1700’lerde yapılmış bir camii. Asude bir avlusu var. Aslında zamanında mektebi, hamamı ile külliye olarak inşa edilmiş, ama zamanımıza sadece camisi gelebilmiş. Köşebaşındaki sebili bile çaycı haline getirmişler. Ben de tarihi sebilin kenarına atılmış küçücük masa sandalyede oturup bir çay içtim.

41.01089, 28.97717

Pera Müzesi - Tepebaşı
19 Kasım 2014

Tepebaşı’nda motoru bıraktıktan sonra Odabaşı civarını dolaşmak niyetiyle yola çıktım bu gün. Otoparkın hemen karşısında Pera Müzesini gördüm. Açıkmış, hemen daldım içeriye. İyiki de dalmışım, meğer bu müzede ne hazineler varmış. Gezdikçe hayret ve hayranlığım arttı. Vaktim çok kısıtlı olduğu için hızlıca gezip resimler çektim, niyetim daha sonra tekrar gelip detaylı gezmek. 

Pera Müzesi, 2005 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından kurulmuş. Tarihi Bristol Otelinin cephesi korunmuş, içerisi müzeye dönüştürülmüş. Bence çok başarılı bir kültür ve sanat müzesi. Müzenin internet adresi. 

Müze Osman Hamdi Bey’in en meşhur eserlerine ev sahipliği yapıyor. Osman Hamdi Bey’den Arkeoloji müzesini anlatırken bahsetmiştim. Meşhur Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bu müzede görünce çok şaşırdım. Böyle meşhur bir eserin hiç beklemediğim bir anda karşıma çıkması beni heyecanlandırdı. 

Müzede, Stanisław Chlebowski isimli bir ressama ait tablolar var. Bu Polonyalı ressam, Sultan Abdülaziz tarafından İstanbul’a davet edilmiş ve 1864-1876 arasında 12 yıl süreyle saray ressamlığı görevini yürütmüş. Belgesel gibi çok gerçekçi tablolar yapmış. Konu aldığı olayları, insanları ve mekânı muhteşem bir şekilde resmetmiş.

Translate »