Skip to content

Odessa / Ukrayna

Odessa, Karadeniz’in en kuzeyinde, Ukrayna’nın en önemli şehirlerinden biri. Yine bir tatbikat koordinasyon toplantısı için 5 gün buradayım. Bu sefer şube müdürleri ve Amfibi tugay komutanı ile birlikte geldik. Proje subayı seviyesindeki bizler buraya iş için geliyoruz ama bizden büyükler genelde zamparalık için geliyor. Eh, burası da zamparalık için biçilmiş kaftan. Neden mi? Halk o kadar fakir ki, küçük paralar karşılığı her şeye razılar. Dini ve ahlaki anlayışları çok kuvvetli olmadığından herhalde fuhşu çok düşük bir ahlak seviyesi olarak görmüyorlar. Genç kızlar ve kadınlar o kadar güzel ki, sanki fabrikadan çıkmış, bütün fiziki kusurlardan arındırılmış, hep aynı kalıptan geçtiği belli oyuncak bebekler gibi. NATO’nun deniz tatbikatlarında Odessa’da liman ziyareti planlanıyor. Bir çok milletten, bir çok denizci, aylardır denizde kaldıktan sonra baltalar ellerinde Odessa limanına çıkıyorlar. Otelde çalışan birisi tatbikat zamanlarında çevre şehirlerinden Odessa’ya kadın takviyesi yaptıklarını söylemişti. Sanki mutfağa daha fazla yiyecek gerekince çevre çiftliklerden et takviyesi yapıyoruz der gibi söylemişti bunu. İğrenç bir şey, değil mi?

Hayatta önce emniyet, sonra karın doyurma ve giyinme gibi zaruri ihtiyaçların giderilmesi gelir. Bütün zaruri ihtiyaçlar giderildikten sonra insanlar estetikten ve sanattan bahsetmeye başlar. Karnı aç insan için sanat bir şey değildir, evi olmayan için estetik düşünülecek bir şey değildir. Ancak ilginçtir, Ukrayna sokaklarında fakirlik ve sefalet yanında inanılmaz tabloları, ince sanatkarları da görmeniz mümkün.

İki küçük ve hüzünlü hatıradan bahsedeceğim. Birisi komik, ama acı. Gece geç vakit yemekten otele dönüyoruz, otelde bu saatte su bulamayız belki diye su alalım dedik. Yollar tenha, kimseler yok bu saatte sokaklarda. Bazı minik kulübeler var, yuvarlak gazete satan yerler gibi. Bunlarda su dahil bir çok şey bulmak mümkün. Yolumuzun üzerinde bir tane gördük. Daire şeklinde küçük bir şey, etrafı tamamen demirle örülmüş. Hırsıza, uğursuza karşı emniyeti tam. İçeride yaşlı bir kadın, tüm gece burada müşteri bekliyor. Belki küçük bir ücrete mukabil mecburen bütün gecelerini bu ufacık yerde geçiriyor. Küçük camı tıklattık, su istedik. Kadın bizi anlamadı, su diyoruz, water diyoruz, acqua diyoruz, su içer gibi yapıyoruz, yok, kadın anlamıyor. Sonunda kadın bir tahminde bulundu, bu saatte 2-3 tane balta ne isteyebilir ki? Çıkardı bize prezervatif verdi. Güler misin, ağlar mısın?

Aynı gece, aynı yerlerde yürürken yaşlı bir kadına rastladım yolda. Kadın perişan bir halde, dilenmek istemiyor gibi, ama her hali konuşuyor dili yerine. Kadına az bir para verdim, bizim için küçük bir şey, ama belki onun için çok değerli. Sonra yürüdüm, kadın verdiğimin ne olduğunu görünce ellerini dua vaziyetinde birleştirip karşımda temenna durdu. Durmadan devam ettim, epey yürüdüm, dönüp geriye baktım, kadın hala görülebiliyordu, aynı dua vaziyetinde kıpırdamadan uzaklaştığımız istikamete bakıyordu. Çok içime dokundu bu manzara.

Toplantılardan birinde Ukraynalı subaylardan birine akşam yemek yiyebileceğimiz güzel bir lokanta tavsiye etmesini istedim. Odessa’nın en gözde yerlerinden birini tarif etti. Onu da davet ettim, gel birlikte sohbet ederiz, güzel bir yemek yeriz dedim. Siz gidin, ben gelemem dedi. Neden dedim. Benim bir aylık maaşımı orada bir öğün yemeğe bırakmam lazım dedi. Benim misafirim ol, ben ödeyeceğim dediysem de kabul etmedi. Bahsettiğim yıl 2000 senesi, sonradan ne oldu bilemem. Bir akşam dört kişi gece 10 gibi bir yemeğe başladık, sabah 4’e kadar dört kişi istediğimiz ne varsa yedik, içki de içildi. Mekan müzikli gece kulübü tipinde bir yerdi. 4 kişi için ödediğimiz toplam para 12-14 dolar gibi bir şeydi.

  • Kimse üzerine alınmasın diye fotoğrafa sansür uyguluyorum.
Translate »