Skip to content

Romanya

Sabah önce Köstence‘nin kuzey tarafında kalan Mamaia plajlar bölgesine gittik. Burası 7-8 km uzunluğunda incecik bir şerit. Doğusunda Karadeniz sahilleri, batısında da aynı uzunlukta Lake Siutghiol var. Bu isim Türkçe Sütgöl’ün Romence yazılışı aslında. Mamaia plajlar bölgesi ilginç bir yer. Komünizm yıllarında halka tamamen kapalı, sadece politbüro mensuplarının ve yabancıların girebildiği elit bir eğlence mekanı. Daha önce 2005 yılında bir kez daha gelmiştim buraya. O zaman daha bariyerler duruyordu. Bu gelişimde bariyerleri kaldırmışlar, ancak yol ayrımları hala yerinde. Bugünlerde de zengin yerli ve yabancı turistlerin eğlence mekanı olmuş. Bizim derinlere girecek zamanımız olmadığından ilk giriş bölgesinde resimler çekip ayrıldık.

Köstence’nin sembolü Casino ismi verilen, 1900 yılında inşa edilmiş bir sanat eseri. Ancak ülkenin durumu bu güzide yerin idamesine elvermemiş. Kapanmış, terk edilmiş, restore çalışmaları yarım kalmış, ama gizemli güzelliğini muhafaza ediyor. 

Köstence’den ayrılıp 40 km mesafede Mecidiye‘ye devam ediyoruz. Tuna nehri, Silistre’den bir süre sonra kuzeye doğru akmaya başlıyor. Kuzeye akış güzergahında bir yapay kanal var. Bu kanal Mecidiye’den geçiyor ve doğuya Karadeniz’e devam ediyor. Mecidiye’den sonra Tuna nehri üzerinde Cernavodă (Boğazköy) civarında güzel bir köprüden geçiyor yol. Köprünün adı Podul Cernavodă, yani Boğazköy köprüsü. Yaklaşık 200 km sonra Bükreş’teyiz.

Bükreş‘te de çok fazla kalmadık. Ama 5 günde 5 ülke, amaç her yeri görmek değil, havayı teneffüs etmek, en önemli bir kaç yerini görmek, ülkenin ve şehrin tadına bakmak. İyi ki de böyle yapmışız. Bu kadar kısa zamanda epey bir hatıra edinip, Balkanları koklamak nasıl mümkün olacaktı başka türlü? Bükreş’de görülmesi gereken bir kaç yeri saysanız herhalde en başta gelenlerden biri Çavuşesku‘nun sarayı olur. Yıllarca zulmedip, saraylarda yaşayıp halkı açlığa mahkum eden bir diktatörün sarayı. Bir gün halk toplanıp nümayişe başlamış, o da halk kendisine tezahürat ediyor zannetmiş, halbuki halk onu linç etmeye gelmiş. O gün devriliyor, 2 saatlik bir mahkeme ve kurşuna dizilerek idam ediliyor. Böylece 1974’den beri devam eden devlet başkanlığı acı bir şekilde 1989’da son buluyor.

Bükreş’te ikinci durağımız bu topraklarda şehit düşen Mehmetçik’lerimizi barındıran şehitlik oldu. Bükreş’ten sonra tekrar Bulgar sınırına devam…

Köstence
Mecidiye ve Bükreş'e intikal
Bükreş

Orjinaller burada

Translate »